İsteyen kişinin alanına, mesleğine ve kullanım amacına göre değişmek üzere birkaç farklı şekilde tercüme yapılabilmektedir. Çeviri çeşitleri temel olarak yazılı ve sözlü olarak iki farklı şekilde yapılır. Ayrıca sözlü çeviri de kendi içinde farklı türlere sahiptir.
Kişisel ya da mesleki alandaki her türlü yazışmalar ve de kişisel ve mesleki gelişim için gerekli her türlü okumalar için yazılı tercümeden faydalanılır. Yeterli düzeyde yabancı dil bilgisine hâkim olmayan kişiler ihtiyaç duydukları metinleri tercümanlar aracılığıyla okuyup bunlardan faydalanabilir, ya da yapmaları gereken yazışmaları yine tercümanları aracılığıyla gerçekleştirebilirler. Yazılı çeviride ilgili metin tercümana verilir ve tercüman metnin kullanım amacını ve kullanım alanını dikkate alarak çeviriyi yapar. Çevirinin teknik kurallarının yanı sıra yazılı çeviride de sözlü çeviride de çevirisi yapılacak metnin kullanım amacına oldukça dikkat edilmelidir. Resmi bir yazışmada kullanılacak bir çevirinin günlük dilde yazılması mümkün değildir. Yine benzer şekilde kişisel bir metnin teknik terimlerle çevrilerek anlatımın gereksiz yere yoğunlaştırılması kabul edilemez.
Başka bir çeviri yöntemi ise sözlü çeviridir. Yazılı çeviriye göre biraz daha zor olmakla birlikte daha fazla dikkat istemektedir. Sözlü çevirinin, simültane ve ardıl çeviri olmak üzere iki farklı türü vardır. Yazılı çeviriden farklı olarak sözlü çeviri tercümanın duyduklarını çevirmesi esasına dayandığından çevirinin ardından kontrolü ve de düzeltmesi yazılı çeviriye göre daha zordur. Simültane çeviride, tercüman duyduklarını anında çevirir. Bu da büyük bir dikkat gerektirmektedir. Ardıl çeviri ise tercümanın dinleyip not alarak gerçekleştirdiği çeviridir. Her ikisinde de tercümanın dikkati, vurgusu, ses tonu ve diksiyonu çok önemlidir. Yazılı çeviride tercümanın sesinin, diksiyonunun hiçbir önemi yokken sesli çeviride bu özellikler hayati önem taşır.